23 Aralık 2009 Çarşamba

SASALI DOĞAL YAŞAM PARKI, İZMİR / TÜRKİYE

SASALI DOĞAL YAŞAM PARKI
Bayramın üçüncü günü öğleden sonra niyetlendiğimiz yeni açılan İzmir Sasalı Doğal Yaşam Parkı gezimizi, Sasalı yolunda 10 km'lik bir araç konvoyunda mahsur kalan bacanağımın uyarısı ile ertelemiştik. Yaşanan kaosu ertesi günde gazeterlerde okumuştuk. Bayram tatilinin son pazar günü erken sayılabilecek bir saatte , 11.00 da evden çıktık. Çiğli KİPA'dan sonra yeni düzenlenmiş Ahmet Priştina caddesinden Doğal Yaşam Parkına kolayca ulaştık ve hala boş olan 1000 araçlık otoparka aracımızı parkettik. Fotoğraf makinemizi alıp ana kapıya yöneldik. Çok güzel bir çevre düzenlemesi yapılmış kapıdan geçtik. ( 31 Aralık 2008 tarihine kadar saat 09.00 - 16.00 arası ücretsiz)


Ana giriş kapısı
Kapının girişinde sağda yer alan haritadan doğal yaşam parkının planını inceledik ve kendimize bir rota çizdik. Sağdan devam ederek, solumuzdaki suni gölde nazlı nazlı yüzen siyah kuğuları ve beyaz kuğuları izledik. Yolun devamında sol taraftaki kafeslerde sülünler, tavus kuşları, paçalı tavuklar gibi kümes hayvanları konuşlanmıştı. Biraz ilerde "çocuk hayvanat bahçesi" yazan tabeladan girdiğimizde küçük bir bahçe içinde serbest dolaşan cüce keçiler, tavşanlar, koyunlar, evcil atlar ve yavrusunu sevdik çocuklarla birlikte. Buradan çıktığımızda hendeklerle ayrılmış alanda develer yayılmıştı sereserpe...




Parkın içinden genel görünüm

Develerden sonra sol taraftaki yaşam alanında özgürce dolaşan geyikler, biraz ilerde özel hazırlanmış ağ kafesin içinde leylekler, ördekler, yeşilbaş ördekler keyiflice dolanıyordu.Kuşlardan sonra yırtıcı kuşların olduğu alanada, çelik kafeslerdeki asil kuşları kafesin dışından izledik. Geniş özgür gökyüzüne alışmış bir alaca doğan tüneğinden kanat çırpması ile tel örgülere büyük bir gürültüyle çarpması bir oldu, günün tek olumsuz yanı bu oldu.

Yırtıcı kuşlardan ayrıldıktan sonra kurt, çakal ve sırtlanların yaşam alanlarını, daha sonra bozayıların yaşam alanlarını, karşılarında maymunlar adasını ve kışlaklarında birbirlerinin bitlerini ayıklayan maymunları gördükten sonra solumuzda İzmir Fuarı hayvanat bahçesinin maskotu olmuş, yaklaşık beş yıl önce ölen sevgili Pakbahadır için yapılan anıtı gördük. Doğrusu İzmir'in simgesi olmuş bir File gösterilen bu vefa bizi çok duygulandırdı.



İzmir'li hemşehrimiz Pakbahadır'ın anıt mezarı

Bahadır anıtının karşısında geniş bir alan içinde serbestçe dolaşan yeni iki filimizi izledik. Fillerden sonra, özel bir mimariyle yapılmış, tropik ortamı nem ve ısısı ile birebir karşılayan, yürüdüğünüzde nemli humus ve yaprak çürükleri üzerinde cangılda yürüyormıuş hissini veren, çok güzel düzenlenmiş galerilerinde sürüngenlerin sergilendiği Tropikal bahçeyi geziyoruz. Sürüngenlerin yanısıra Lemurlar ve Papağanlarda burada.


tropikal bahçe
Tropikal bahçenin çıkışında sağ tarafta puma, arslan ve kaplanların yaşam alanları mevcut. Daha sonra parkın ortasındaki Afrika Savanında ise su aygırları, devekuşları, zebralar aynı yaşam alanını paylaşıyorlar. Yaklaşık iki buçuk saattir dolaşıyorduk ve yorulmuştuk. Ceylanların yaşam alanının karşısında ve deve manzaralı güzel bir kafede neskafemizi yudumluyarak yorgunluk atıyoruz, daha sonra çıkışa yöneliyoruz. Çıkış kapısının yanında açılmış hediyelik ve hatıra eşya mağazası Avrupadaki benzerlerini aratmayacak kalitede.. İki T-shirt, mağnetler alıp çıkıyoruz. Dışarı çıktığımızda gözlerimize inanamıyoruz. Otopark hıncahınç dolmuş, kaldırımlar dolmuş, herkes birbirine hiç saygı göstermeden yolu veya başka bir aracın çıkışını önleyecek şekilde aracını bırakmış gitmiş. İyi ki biz aracımızı hemen otopark çıkışına koymuşuz yoksa mahsur kalmak işten değildi.İzmir'in güzel bir doğal yaşam parkına kavuşmasından ve böyle modern bir tesise sahip olmaktan bir İzmirli olarak gurur duydum ve sizlerle paylaşmak istedim

Yazı ve Fotoğraflar: Dr.M.Cengiz TÜMER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder