9 Ocak 2010 Cumartesi

AMASYA; TÜRKİYE

AMASYA

Tepecik Gezi Topluluğu olarak yaptığımız ikinci uzun soluklu gezi. Doğu Karadeniz gezimizin ikinci günü, Ankarada ayrıldktan sonra Çorum’da mola veriyoruz. Leblebisi ile meşhur Çorumu ksaca bir çay içimi gördükten sonra yola devam ediyoruz. Hedefimiz şehzadeler kenti Amasya’ya ulaşmak, öğle yemeğimizi Amasya’da yemek ve Amasya’yı kısaca gezmek.

Çorumdan çıktıktan sonra ıvrıla kıvrıla kıp giden yolun sağında yalçın dağarın ve kayalıkların yükselmesi Amasya’ya yaklaştığımızın habercisi. Rehberimiz yalçın kayalara oyulmuş su kanallarını gösteriyor. Ferhat’ın Şirin’in aşkı uğruna kayaları delerek açtığı kanallar bunlar. Efsaneyi sanırım herkes biliyordur. Ama ben kısaca bir hatırlatayım.

“…Efsaneye göre Ferhat, Persler döneminde yaşamış ünlü bir nakkaşmış. Sultan Mehmene Banu'nun, kız kardeşi Şirin için yaptırdığı köşkün süslemelerini yaparken Şirin'i görmüş ve sevdalanmış. Ferhat, Sultan'a haber salarak Şirin'i istetmiş. Sultan, kız kardeşini vermek istememiş. Ferhat'ı oyalamak için Elma Dağı'nı delip şehre su getirmesini şart koşmuş. Ferhat, sevdanın verdiği aşkla dağları delmeye başlamış. Mehmene Banu, dağı delip suyun akacağı kanalı tamamlamak üzere olan Ferhat'ın yanına yaşlı dadısını göndererek Şirin'in öldüğü haberini ulaştırmış. Ferhat, bu acı haber üzerine, elinde tuttuğu külüngü havaya atmış, düşen külünk Ferhat'ın başına isabet etmiş ve Ferhat orada ölmüş. Ferhat'ın acı haberini alan Şirin, korku ve heyecanla olayın geçtiği kayalığa gelmiş. Ferhat'ın öldüğünü görünce bu acıya dayanamamış ve kayalıklardan aşağı yuvarlanarak can vermiş. Her iki sevgili, can verdikleri kayalıklarda yan yana gömülmüş. “

Bu hüzünlü öyküye eşlik etmek ister gibi inceden bir yağmur başlıyor. Amasya bizi gözü yaşlı karşılıyor.

Sarp kayalık yamaçların arasından boz bulanık akan Yeşilırmak’ın kıyısına kurulmuş Amasya. Tarih boyunca önemli bir geçit noktası olmuş. Çok çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış. Ve kentte tüm bunların izini görmek mümkün.

Kalkolitik Çağ'dan itibaren Tunç Çağı,Hitit, Urartu, Frig, İskit, Pers, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait 12 aynı medeniyete ait Arkeolojik, Etnoğrafik, Sikke, mühür, El Yazması ve Mumyalar olmak üzere bugün itibari ile 23.476 eseri ile Hazeranlar Konağı ve Kral Kaya Mezarları Örenyeri ile birlikte üç birim halinde bölgenin en modern müzesinde görebilirsiniz.
Müze bahçesi içerisinde yer alan Selçuklu Sultanı I.Mesud ‘a ait türbede mumyalar teşhir edilmektedir.
Müzede sekiz adet mumya bulunmaktadır. İşbuğa Nuyin, Cumudar İzzettin Mehmet Pervane Bey, Cariyesi,kız ve erkek çocuklarına ait oldukları sanılmaktadır. 14.yy. İlhanlı'ların Anadolu’daki hakimiyetleri döneminde nazırlık ve emirlik yapmış şahsiyetlere aittir.
Osmanlılar Devri'nde Amasya, 15. yüzyılın ilk yarısından itibaren şehzadelerin görev yaptığı bir sancak ve aynı zamanda Eyalet-i Rum’un da merkezi konumundadır.
Kurtuluş Savaşında da önemli rol oynamıştır Amasya. Mustafa Kemal Paşa, padişah ve hükümetiyle bir kurtuluş mücadelesi verilemeyeceğini, kurtuluşun bir halk hareketiyle gerçekleşebileceğine inandığından Anadolu Halkı ile buluşmak, Kuva-i Milliye güçlerini birleştirmek üzere Dokuzuncu Ordu Müfettişi görevi altında 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan ayrılıp, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a, 25 Mayıs 1919’da Amasya Sancağı'na bağlı Havza Kasabası’na gelmiştir. Amasyalılar, 12 Haziran 1919’da Culus Tepe’de konuğunu karşılamış ve bağrına basmıştır. 21 Haziran da toplanan kurultay 22 Haziran da aldığı önemli kararları Amasya Genelgesi ile yayınlayarak bağımsızlık savaşında ilk adımı atmıştır.

Areoloji müzesinin çok kapsamlı olması, zamanımızın sınırlı olması ve açlık nedeniyle sadece Mumyalar Müzesini gezebiliyoruz.

Öğle yemeğimizi Yeşilırmak’ın kenarındaki bir restoranda yedikten sonra hala inceden inceden devam eden yağmurun altında Yeşilırmak’ın kıyısında ilerliyoruz. Kayalara oyulmuş kaya mezarları karşımızda. Yeşilırmak’ın kıyısına dizilmiş, kimisi restore edilmiş kimisi harap Amasya Yalı Konaklarını fotoğraflıyoruz. Köprüden karşı kıyıya geçip bugün Etnoğrafya Müzesi olarak düzenlenmiş Hazeranlar Konağını geziyoruz.

Yağmur nedeniyle kayganlaşan yol ve zamanımızın kısıtlı olması nedeniyle kent merkezindeki meydana geri dönüyoruz.

Bu güzel şehre tekrar gelip detaylı gezmeyi planlayarak bir çay molasının ardından ayrılıyoruz.

Yazı ve Fotoğraflar:
Dr.M.Cengiz TÜMER
Amasya Valiliği Resmi İnternet sitesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder